https://chatbot.denizbank.com/Sdk/Jetlink.js

Menüye Git İçeriğe Git

Sürdürülebilir Finans Nedir? Sürdürülebilir Finansın Önemi Nedir?

Okunma Süresi
6 dk.
Eklenme Tarihi
31 Temmuz 2025

Finans dünyası, sürdürülebilirlik ilkelerinin sisteme entegre edilmesiyle birlikte önemli bir dönüşüm sürecine girdi. Artık daha kısa vadeli kazançlara odaklanmak yerine, uzun vadeli karlılığı gözeten ve geleceğe yönelik kalıcı bir değer yaratmayı mümkün kılan bir yapı gelişmeye başladı. Bu dönüşüm, finansal sistemin daha kapsayıcı, dirençli ve sorumlu bir yapıya evrilmesinin önünü açıyor.

İklim değişikliğinin etkileri, sosyal adaletsizlikler ve kaynaklara erişimdeki zorluklar her geçen gün daha da belirgin hale gelirken, bu sorunlara çözüm arayışı da küresel düzeyde önem kazanıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) çerçevesinde ortaya konulan hedefler, finansal kararların yalnızca ekonomik boyutlarıyla değil, çevresel ve sosyal etkileriyle birlikte ele alınmasını gerektiriyor. İşte bu noktada, yatırımcılar, işletmeler ve siyasette karar alıcılar, sürdürülebilir finans etrafında ortak bir zeminde buluşuyor. Bankalar ise, bu dönüşümün önemli bir parçası olarak, sürdürülebilirlik hedeflerini destekleyen finansal çerçeveler oluşturuyor.

Sürdürülebilir Finans Nedir?

Sürdürülebilir finans, çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) kriterlerinin, finansman ve yatırım süreçlerine entegre edilmesi anlamına gelir. Bu yaklaşım, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda doğal kaynakların korunması, sosyal adaletin güçlendirilmesini ve kurumsal şeffaflığın artırılmasını da hedefler.

Bu kavram, özellikle 2000’li yıllarda Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) gibi inisiyatiflerle, geleneksel finans anlayışının ötesine geçerek kurumsal dünyada daha kalıcı bir yer edinmeye başladı.

Bugün sürdürülebilir finans, yalnızca çevre dostu projeleri desteklemekle sınırlı kalmıyor; enerji verimliliğinden, emisyon azaltımına, toplumsal kapsayıcılıktan, cinsiyet eşitliğine ve yönetişim ilkelerinden, iklim riskinin yönetimine kadar çok boyutlu bir dönüşüm modelini temsil ediyor.

Sürdürülebilir Finans Ürünleri Nedir?

Sürdürülebilir finans ürünleri iki ana başlık altında sınıflandırılır: borçlanma ve kredi ürünleri.

1.Sürdürülebilir Borçlanma Araçları

  • Yeşil Tahviller: Yeşil tahviller yatırımcılarına finansal getiri sağlarken, yenilenebilir enerji, atık yönetimi ve temiz ulaşım gibi çevresel sürdürülebilirliği destekleyen projelere kaynak sunar.
  • Sosyal Tahviller (Social Bonds): Dezavantajlı grupları destekleme, sağlık hizmetlerine erişimin artırılması veya eğitim projelerinin finansmanı gibi sosyal alanlara yöneliktir.
  • Sürdürülebilir Tahviller (Sustainability Bonds): Hem çevresel hem sosyal projelerin finansmanını üstlenir. Böylece entegre bir yaklaşımla toplumsal ve çevresel faydayı aynı anda gözeten projeleri destekler.
  • Sürdürülebilirlik Bağlantılı Krediler (Sustainability-Linked Loans): Kredi verilen kuruluşun sürdürülebilirlik performansına göre finansal koşulları değişen kredilerdir.

2.Kredi (Borçlanma) Ürünleri

  • Yeşil Krediler: Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sürdürülebilir tarım veya çevre dostu binalar gibi çevresel fayda yaratan projelerin finansmanı için sunulan kredilerdir.
    Örnek: Bir şirketin güneş enerjisi santrali kurmak için kullandığı kredi.
  • Sosyal Krediler: Uygun fiyatlı konut, eğitim ve sağlık gibi toplumsal fayda odaklı projeleri destekleyen kredilerdir.
  • Sürdürülebilir Krediler: Hem çevresel hem de sosyal fayda sağlayan projeleri finanse etmek amacıyla sunulan kredi ürünleridir.

Sürdürülebilir Finans Ürünlerinin Çevresel Etkileri Nasıl Değerlendirilir?

Bu ürünlerinin başarısı, yarattığı çevresel etkinin doğru ve şeffaf bir şekilde ölçülmesine bağlıdır. Karbon emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliği, su kullanımı, biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkiler gibi göstergeler projeye göre belirlenir.

Uluslararası kabul görmüş raporlama ve sertifikasyon çerçeveleri, bu değerlendirmede kritik rol oynar. Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği (ICMA) ve Kredi Piyasası Birliği gibi kuruluşlar, finans sektöründe etki ölçümlemeleri için önemli yönlendirmeler sunar. Küresel Raporlama Girişimi (GRI) standartları ve Karbon Saydamlık Projesi (CDP) gibi platformlar ise hem metodoloji hem de veri karşılaştırması açısından yol göstericidir.

Ayrıca bu tür projeler genellikle bağımsız denetim kuruluşları tarafından doğrulanır. Böylece ürünlerin gerçekten “sürdürülebilir” olup olmadığı şeffaf biçimde ortaya konur ve “yeşil aklama”, “yeşil yıkama” (greenwashing) gibi yanıltıcı uygulamaların önüne geçilir.

Ulusal Taksonomi Yönetmeliğinin Sürdürülebilir Finans ile İlişkisi Nedir?

Türkiye’nin hazırlık sürecinde olduğu ulusal taksonomi, sürdürülebilir finans altyapısının güçlendirilmesi adına önemli bir adımı temsil ediyor. Bu çerçeve, Türkiye ekonomisine özgü koşulları dikkate alarak hangi ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilir kabul edileceğini tanımlamayı amaçlıyor.

Bu sayede bankalar ve finansal kuruluşlar, projeleri objektif kriterlerle değerlendirebilir, kaynakları çevresel ve toplumsal fayda açısından daha etkili etkin biçimde yönlendirebilir. Aynı zamanda taksonomi, uluslararası yatırımcılar için de şeffaflık ve güvenilirlik sağlayarak, Türkiye’nin sürdürülebilir finans piyasalarına entegrasyonunu kolaylaştıracaktır.

Henüz nihai hale gelmemiş olsa da bu düzenleme ülkemizin yeşil dönüşüm yolculuğunda temel araçlardan biri olmaya aday.

Sürdürülebilir Finansın Finansal Piyasalar Üzerindeki Uzun Vadeli Etkileri Nelerdir?

Sürdürülebilir finans, finansal sistemin dayanıklılığını artırarak uzun vadeli riskleri azaltan bir yaklaşım sunar. 2023 yılı itibarıyla, küresel ölçekte sürdürülebilir yatırım varlıklarının toplam değeri 30 trilyon ABD dolarını aşmış durumda. 2024 yılında ise, sürdürülebilir tahvil ihracı da ilk kez 1 trilyon ABD dolarının üzerine çıkarak piyasada tarihi bir eşiği geride bıraktı.

Bu dönüşüm, finansal piyasaların işleyişini daha şeffaf, hesap verilebilir ve uzun vadeli değer üretimine odaklı hale getiriyor. ÇSY kriterlerine uyum, artık yatırımcılar ve finansal kurumlar için giderek bir “artı”dan öte, olmazsa olmaz bir ölçüt haline geliyor.

Henüz tüm piyasalarda belirgin bir fiyatlama farkı olmasa da sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemeyen aktörlerin zaman içinde sistem dışı kalma riski artıyor. Bu da sermaye akışlarını, risk yönetimini ve finansal ürünlerin tasarımını kalıcı olarak etkileyebilecek bir değişim anlamına geliyor.

İlginizi Çekebilir

d

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nelerdir?

d

Karbon Ayak İzi Nedir Nasıl Hesaplanır?

d

Ekosistem Nedir ve Ekosistemi Oluşturan Unsurlar Nelerdir?